Bugün itibari ile izindeyim artık...
Evde zaman geçirmeyi özlemişim gerçekten. Kızımla h. sonu sıkıştırılmış zamanlar haricinde özgürce resim yapıp, oyun hamuru ile oynadık :)
Bakalım Ömer efendi ne zaman gelecek?
Sağlıkla gelsin de ne zaman gelirse gelsin diyorum ama bir de yılbaşını geçirirse hiç fena olmaz...
:)
27 Aralık 2010 Pazartesi
21 Aralık 2010 Salı
son haftam...
Bu hafta sonu itibari ile izne çıkıyorum artık... Bebeğim ve kendim için dinlenmem gerekli, aynı zamanda kızımla yalnız son günlerimi de maksimumda geçirmek istiyorum.
Ömer’im için biraz alışveriş yapmam daha lazım, çantamı kapatamadım hala bakıyorumda doğum çantası diyeli 3 hafta olmuş bende hala iş bitmemiş bu gidişle doğuma giderken kapanacak çantam...
Herşey zamanında olur ise bebişimin 10 ocak haftası gelmesini planlıyoruz, kendi ne planlıyor bilemiyorum ama umarım yılbaşını geçirir
E yılbaşınada az kaldı dimi? 2009 yılbaşısı özeldi kızım karnımdaydı ayrı bir heyecan vardı, geçen yılbaşı çok özeldi, kızımla ilk yılbaşımızdı, bu senede çok özel oğluşum karnımda olacak...
Allahım ne hızlı bir kadınım ben hiç boşum yok :) şaka bir yana umarım seneye ikiside sağlıkla yanımda karnım boş ve hatta sıkı kocaman bir kutlama yaparız...
Ömer’im için biraz alışveriş yapmam daha lazım, çantamı kapatamadım hala bakıyorumda doğum çantası diyeli 3 hafta olmuş bende hala iş bitmemiş bu gidişle doğuma giderken kapanacak çantam...
Herşey zamanında olur ise bebişimin 10 ocak haftası gelmesini planlıyoruz, kendi ne planlıyor bilemiyorum ama umarım yılbaşını geçirir
E yılbaşınada az kaldı dimi? 2009 yılbaşısı özeldi kızım karnımdaydı ayrı bir heyecan vardı, geçen yılbaşı çok özeldi, kızımla ilk yılbaşımızdı, bu senede çok özel oğluşum karnımda olacak...
Allahım ne hızlı bir kadınım ben hiç boşum yok :) şaka bir yana umarım seneye ikiside sağlıkla yanımda karnım boş ve hatta sıkı kocaman bir kutlama yaparız...
Categories
yılbaşı
1 Aralık 2010 Çarşamba
34. HAFTA VE İŞE DEVAM
Gittikçe ağırlaşan bedenimle birlikte haraket kabiliyetimde günden güne azalıyor... Ayrıca nefes sıkıntısı nedeni ile uyukularımda çok kolay değil artık... Miniş kızımın tam debelenme yuvarlanma kucaklaşma zamanına gelmesi nedeni ile biraz üzülüyorum ama elimden geldiğince onu kırmamak için bu halimle ona ayak uydurmaya çalışıyorum...
Miniş oğlum iyice büyüdü artık, benimde yavaş yavaş çantamı hazırlama zamanım geldi nolur nolmaz...
Bu arada hala çalışmaya devam ediyorum , eğer dayanabilirsem aralık sonuna kadar yani 37. Haftama kadar kalıcam, içimden bir his her ne kadar hesaplamalar 18 ocak desede , oğlumun 10 Ocak gibi aramızda olacağını söylüyor... Sağlıklı bir şekilde doğsunda başka bir şey istemem açıkçası ama umarım daha da büyük bir süprizle yılbaşını seçmez...
Miniş oğlum iyice büyüdü artık, benimde yavaş yavaş çantamı hazırlama zamanım geldi nolur nolmaz...
Bu arada hala çalışmaya devam ediyorum , eğer dayanabilirsem aralık sonuna kadar yani 37. Haftama kadar kalıcam, içimden bir his her ne kadar hesaplamalar 18 ocak desede , oğlumun 10 Ocak gibi aramızda olacağını söylüyor... Sağlıklı bir şekilde doğsunda başka bir şey istemem açıkçası ama umarım daha da büyük bir süprizle yılbaşını seçmez...
Categories
34 hafta
27 Ekim 2010 Çarşamba
DİŞİMİ FIRÇALAYABİLİYORUM ARTIK :)
Ne zamandır kızımın yeni dişlerinin çıkmasını beklediğimiz için mevcut dişleri ile uğraşıp canını yakmak istemedik ama yegane 8 dişimizi kaybeymemek adına dün diş fırçası ve macun alarak başlayalım dedik...
Duru zaman zaman bizi gördüğü için çok değişik gelmedi , genelde fırçayı ağızına sokma ve macunu yalama eğiliminde olsada, ben onları kameraya çekerken babasının karşısında 32 dişini göstererek fırçalamayı öğretmeye çalışması işe yaradı, baktım bizim bızdık dişlerine fırçayı sürtmeye başladı :)
Artık ailecek diş fırçalama seansımız var akşamları :)
Duru zaman zaman bizi gördüğü için çok değişik gelmedi , genelde fırçayı ağızına sokma ve macunu yalama eğiliminde olsada, ben onları kameraya çekerken babasının karşısında 32 dişini göstererek fırçalamayı öğretmeye çalışması işe yaradı, baktım bizim bızdık dişlerine fırçayı sürtmeye başladı :)
Artık ailecek diş fırçalama seansımız var akşamları :)
Categories
diş fırçalama
29 Eylül 2010 Çarşamba
ANNEM BABAM EŞİM KIZIM VE KARNIMDA OĞLUMLA 2 SENE ÜZERİNE YAZ TATİLİ :)
Eylül ayının bu son günlerinde geçen hafta 1 hafta süre ile İzmir Gümüldür ‘de Denizatı tatil köyünde idik... Sanırım herkes adına güzel geçti, annem 1 hafta boyu yemek yapmama ve hizmet almanın mutluluğu içindeydi. Duru kızım ise her yer düzayak ve çim olduğu için gönlünce koştu oynadı...
Biz otelden ve hizmetten gayet memnun kaldık, çocuklu ailelere özellikle tavsiye ederim...
Duru her tatilde yeni bir şey yapmaya başlıyor sanırım , bu kez bizle 3 öğün masaya oturup kendi çatalı ile yemek yemeye başladı :) hem üst baş hem etraf biraz yemek oluyor ama öğrenmesi için değer...
Bugün oğlum 25. Haftasında , zaman hızlı geçiyor... Cumartesi günü kontrole gideceğiz, umarım herşey yolundadır. Kıpır kıpır ufaklık bakalım doğunca nasıl olacak ...
Bu arada 18 eylülde aileden önemli 2 kızımızı evlendirdik :)
Halamın kızı Jülide ve Onurun amcasının kızı Duygu, bir ömür boyu mutlu olurlar umarım...
Biz otelden ve hizmetten gayet memnun kaldık, çocuklu ailelere özellikle tavsiye ederim...
Duru her tatilde yeni bir şey yapmaya başlıyor sanırım , bu kez bizle 3 öğün masaya oturup kendi çatalı ile yemek yemeye başladı :) hem üst baş hem etraf biraz yemek oluyor ama öğrenmesi için değer...
Bugün oğlum 25. Haftasında , zaman hızlı geçiyor... Cumartesi günü kontrole gideceğiz, umarım herşey yolundadır. Kıpır kıpır ufaklık bakalım doğunca nasıl olacak ...
Bu arada 18 eylülde aileden önemli 2 kızımızı evlendirdik :)
Halamın kızı Jülide ve Onurun amcasının kızı Duygu, bir ömür boyu mutlu olurlar umarım...
8 Eylül 2010 Çarşamba
ŞEKER BAYRAMI İLE 22. HAFTAYA GİRDİK :)
Minik oğlum Ömer ( eşim daha Duru bile yokken bir rüya görmüş ve oğlumuz olacak ismi de Ömer olacak demişti, sonrasında Duru’nun kız olduğunu öğrenmiştik... Minik mucizem oğlumu öğrendiğimizde ise onun adının hiç düşünmeden Ömer olmasına karar verdik ) büyümeye devam ediyor... Yaklaşık 20. Hafta içinde iken ( kızımıda ilk bu zamanlarda hissetmiştim ) oğluşumu hissettim...
Sanırım insan o zaman daha bir anne hissediyor...
Minik oğlum Allah’a şükür şu an için gayet iyi, umarım sağlıklı bir şekilde zamanında aramıza gelir...
Bugün ramazanın son günü yani yarın bayram, kızımı şeker gibi giydirip bayram gezmesine çıkarıcam :)
El öpmeyi öğrenip para istemeyide öğrenirse yırttık demektir :)
Şaka bir yana bayramlarda aile gezmelerine önem veriyorum gerçekten...
Umarım çocuklarımda bu aile , ülke geleneğini devam ettirir ve bizi unutmazlar...
Herkese şimdiden iyi bayramlar...
Sanırım insan o zaman daha bir anne hissediyor...
Minik oğlum Allah’a şükür şu an için gayet iyi, umarım sağlıklı bir şekilde zamanında aramıza gelir...
Bugün ramazanın son günü yani yarın bayram, kızımı şeker gibi giydirip bayram gezmesine çıkarıcam :)
El öpmeyi öğrenip para istemeyide öğrenirse yırttık demektir :)
Şaka bir yana bayramlarda aile gezmelerine önem veriyorum gerçekten...
Umarım çocuklarımda bu aile , ülke geleneğini devam ettirir ve bizi unutmazlar...
Herkese şimdiden iyi bayramlar...
Categories
22. hafta,
şeker bayramı
13 Ağustos 2010 Cuma
SICAK ve 18. HAFTAM !!!
Kızıma olan hamileliğim ağırlıklı olarak kış dönemine denk gelmişti, bu kez yaza baştan yakalandık ama şükürler olsun ki ağır zamanlarıma rastlamayacak...
Gerçekten hava çok ama çok bunaltıcı, Allah doğurmak üzere olan annelere yardım etsin bayanlar...
Bu arada dinimiz konusunda söz sahibi kişilerin yaptığı ortak yoruma uyarak ( örneğin blogcu anne bu konu hakkında bir araştırma yapmış http://blogcuanne.com/2010/08/13/emziren-annenin-oruc-tutmasi-hakkinda/) ben de oruç tutmuyorum tutamıyorum ne yazıkki ancak, sanırım bu sıcaklarda oruç tutmakta bebişlerimize haksızlık , günah olacaktır...
Doktorumun tavsiyesi ile oğluşumu ( büyük ihtimalle bir oğlumuz olacak :) ) susuz bırakmamak için ve kendim için de bol bol sıvı tüketmeye çalışıyorum. Biraz tansiyon düşüklüğü sorunu yaşıyorum ancak hemen takviye ile kendime geliyorum...
Sıcaklar beni etkilediği gibi kuzumuda etkiledi Duru kızım isilikle, terle mücadele etmekte bu aralar...
Elimizden geldiği kadar sık banyo yaptırıp, sık sık üzerini değiştiriyoruz, zaten her yemek sonrası (kendi elleri ile yemeğe meraklı olduğundan )bir takım giysi kirleniyor ama :)
Hava sıcak , yorucu , bunaltıcı ama sabah kalktığımda minik kuzumu yanıma almak onun bana sarılıp gülümsemesi bir yandanda oğluşumunda yakında bu sahnede yer alacağını düşünmek sıcak falan bırakmıyor doğrusu...
:)
Gerçekten hava çok ama çok bunaltıcı, Allah doğurmak üzere olan annelere yardım etsin bayanlar...
Bu arada dinimiz konusunda söz sahibi kişilerin yaptığı ortak yoruma uyarak ( örneğin blogcu anne bu konu hakkında bir araştırma yapmış http://blogcuanne.com/2010/08/13/emziren-annenin-oruc-tutmasi-hakkinda/) ben de oruç tutmuyorum tutamıyorum ne yazıkki ancak, sanırım bu sıcaklarda oruç tutmakta bebişlerimize haksızlık , günah olacaktır...
Doktorumun tavsiyesi ile oğluşumu ( büyük ihtimalle bir oğlumuz olacak :) ) susuz bırakmamak için ve kendim için de bol bol sıvı tüketmeye çalışıyorum. Biraz tansiyon düşüklüğü sorunu yaşıyorum ancak hemen takviye ile kendime geliyorum...
Sıcaklar beni etkilediği gibi kuzumuda etkiledi Duru kızım isilikle, terle mücadele etmekte bu aralar...
Elimizden geldiği kadar sık banyo yaptırıp, sık sık üzerini değiştiriyoruz, zaten her yemek sonrası (kendi elleri ile yemeğe meraklı olduğundan )bir takım giysi kirleniyor ama :)
Hava sıcak , yorucu , bunaltıcı ama sabah kalktığımda minik kuzumu yanıma almak onun bana sarılıp gülümsemesi bir yandanda oğluşumunda yakında bu sahnede yer alacağını düşünmek sıcak falan bırakmıyor doğrusu...
:)
Categories
oruç
20 Temmuz 2010 Salı
ŞOK!!!
Hayatımda şimdiye kadar hiç böle bir şok yaşamamıştım...
Allah daha büyüğünüde yaşatmasın...
Kızımın ilk d. Günü zamanlarında bir şüphe kapladı içimi, acaba mı dedim?
Yooo çok büyük bir tesadüf olur dedim , yok Nihan saçmalama sanamı denk gelecek dedim, ama bir yanımıda yemeye başladım acaba? ababa?
Kendim çözim dedim negatif ama çooooooook silik bir ihtimal???
Sonra dedim ki bu böle şüphe ile olmaz böle yaşanmaz hemen hastaneye , bir test yaptırdım akşam alırsınız dediler...
Kızımı ve eşimide alıp e bebek mağazasına gittik minik kızımın eksiklerini almak için, o sırada benim elimde telefon sürekli bakıyorum test cevabı maili gelsin diye, dayanamadım tam mağazaya girerken aradım hastaneyi, yanıt gecikmedi...
“ Tebrikler pozitif ” İşte size ŞOK!!!
Ben yine soruyorum bir çaba “ Yani?” “Yani diyor kız hamilesiniz!!!! “
Aman Allahım ayaklarım tutmuyor, dizlerim titriyor, nefes alamıyorum, oturmak zorundayım...
Eşim soruyor ne oldu ?
“pozitif çıktı hamileyim “ diyorum , O şaşkın ama gülümsüyor...
Bense hüngür hüngür ağlamaya başlıyorum mağazanın ortasında...
Kızma bana bebeğim şimdi okuyup annem beni istememiş deme sakın...
Ama beklemediğimiz bir dönemde sen bize öle büyük bir süpriz yaptınki...
Alışmak adapte olmak baya zor oldu...
Ama artık bebişimi kabullendim...
Minik kızımla araları 20 ay olacak gibi gözüküyor, arkadaş gibi büyüyecekler inşallah...
İnşallah Allah benden ve ailemden çocuklarıma yeterli ilgiyi gösterecek maddi manevi gücü eksik etmez...
Allah daha büyüğünüde yaşatmasın...
Kızımın ilk d. Günü zamanlarında bir şüphe kapladı içimi, acaba mı dedim?
Yooo çok büyük bir tesadüf olur dedim , yok Nihan saçmalama sanamı denk gelecek dedim, ama bir yanımıda yemeye başladım acaba? ababa?
Kendim çözim dedim negatif ama çooooooook silik bir ihtimal???
Sonra dedim ki bu böle şüphe ile olmaz böle yaşanmaz hemen hastaneye , bir test yaptırdım akşam alırsınız dediler...
Kızımı ve eşimide alıp e bebek mağazasına gittik minik kızımın eksiklerini almak için, o sırada benim elimde telefon sürekli bakıyorum test cevabı maili gelsin diye, dayanamadım tam mağazaya girerken aradım hastaneyi, yanıt gecikmedi...
“ Tebrikler pozitif ” İşte size ŞOK!!!
Ben yine soruyorum bir çaba “ Yani?” “Yani diyor kız hamilesiniz!!!! “
Aman Allahım ayaklarım tutmuyor, dizlerim titriyor, nefes alamıyorum, oturmak zorundayım...
Eşim soruyor ne oldu ?
“pozitif çıktı hamileyim “ diyorum , O şaşkın ama gülümsüyor...
Bense hüngür hüngür ağlamaya başlıyorum mağazanın ortasında...
Kızma bana bebeğim şimdi okuyup annem beni istememiş deme sakın...
Ama beklemediğimiz bir dönemde sen bize öle büyük bir süpriz yaptınki...
Alışmak adapte olmak baya zor oldu...
Ama artık bebişimi kabullendim...
Minik kızımla araları 20 ay olacak gibi gözüküyor, arkadaş gibi büyüyecekler inşallah...
İnşallah Allah benden ve ailemden çocuklarıma yeterli ilgiyi gösterecek maddi manevi gücü eksik etmez...
Categories
ŞOK
6 Temmuz 2010 Salı
DURU ROMA’DA ( 30/05/2010- 05/06/2010 )
Son aylarda ailemizde yeni bir heyecan olduğundan ve bu heyecana alışmak hepimiz için bir süre gerektirdiğinden bir süre yazamadım...
Aslında belki de en önemli şeyleri yazmakta geciktim canım kızım ama kızma bak hepsini tane tane anlatıcam...
Minik kızım 1 yaşında Roma’ya gitti... Pazar sabahı uçakla yola çıktık , maşallah miniğim uçakta 1,5 saat kadar uyuduğundan uçak yolculuğumuz çok rahat geçti, iniş ve kalkışta emzirdiğim için minik kulaklarıda bu durumdan etkilenmedi... Öğlen otelimize ulaştık , yerleştik ,dinlendik ve hemen yemek yemek ve gezmek için kendimizi sokaklara attık. Otelimiz istasyon ( termini) bölgesinde olduğundan bu bölgede merkezi bir alan olduğundan çoğu yere yürüyerek ulaştık akşam dönüşlerde ise yorulduğumuz için taksiyi tercih ettik, en fazla 15 eur ödeyerek otelimize rahat rahat ulaştık...
Roma Pass aldığımız için Kolezyumda gerçekten beklemedik bu güzel oldu, ne yazıkki eski halinden çok bir şey kalmasada yine de etkileyici bir yer Kolezyum (Colosseo) , imparatorluk yolu ve sonunda yer alan Arch of Constantine de etkileyiciydi... Akşam yemeğimizi yedikten sonra ilk günün yorgunluğu ile otele döndük... Yemeklerimiz sırasındada Duru bizi zorlamadı hem nerede ise her restoranda yer alan sebze çorbası ve domates çorbası hayat kurtarıcı oldu. Ayrıca minik prensesim makarna yemeği ( spagetti hüpletmeyi :) ) de burada öğrendi :)
Sonraki gün tam bir günümüz Vatikanda geçti, o gün bir rehber grubuna katıldık ve yine kilometrelerce olan kuyruğu beklemeden içeri girdik... Çok ama çok ihtişamlı bir yer gerçekten mutlaka görülmesi gerekli... Rehberimiz bizi psetle bebek taşıdığımızdan içeride oldukça iyi yönlendirdi... Yine yorgun bir şekilde yemeğimizi yiyerek otelimize geri döndük...
Sonraki günlerde Aşk çeşmesi diye bilinen Fontana De Trevi , Campo De Fiori, Pantheon ( Melekler ve Şeytanlar filminden hatırlarsınız), Piazza Venezia, ve Spagna ( İspanyol merdivenleri) bazen 2-3 kere geçtiğimiz yerler oldu, ilk geçişimizde hemen fotolanıp araştırdıktan sonra bizim için sıradanlaştılar :)
İspanyol merdivenlerinin hemen yanında daha önce ayhan Sicimoğlu’nun bir programında izlediğim Babington Tea House’a uğradık, tam bir ingiliz havasının hakim olduğu mekanda çaylarımızı içtik ve dinlendik...
Aşağıda Haşmet Babaoğlu ‘nun bu çay evinden bahsettiği 19/03/2003 tarihli Roma’da beş çayı isimli Vatan gazetesinden bir alıntı yaptım...
“ İtalya'nın başkentinde saat 5'te bir İngiliz çay evinin yolunu tuttum. Çünkü bir yıl boyunca Alice tekrar tekrar bu güzel kafeyi; Babington's Tea House'ı gösterip durmuştu. Ne zaman izlesem, o tarihi atmosferde özgün harman çaylar tatma arzusu içime ukde gibi çöküveriyordu. Bu yüzden yolumu otelimin yakınındaki Piazza di Spagna'ya çevirdim. İspanyol Meydanı derilen bu yer şık merdivenleriyle ünlü, Roma'nın simgesel merkezlerinden. Günün her saatinde o merdivenler cıvıl cıvıldır. Randevu yeridir. Gençler basamaklara bir oturdular mı, hiç kalkmak istemezler. İşte o merdivenlerin bir yanında adı çok havalı ve edebi (Byron) bir ayakkabıcıyla yan yana bir edebiyat müzesi vardır: Keats ve Shelley Müzesi. Hayatları hüzünle dolu, şiirleri ve ruhları melankoliye boğulmuş iki İngiliz şairi Shelley ve Keats bu evde yaşamışlar. (Shelley'nin o dizesi nasıl sarsıcıdır: "Gözyaşları için fazla derin bir keder bu!") İspanyol merdivenlerinin öteki yanında da, işte sözünü ettiğim Babington's Tea House var. Sanatçıların, filozofların Roma'daki gözdesi... Biri aristokrat ailesinin zincirlerinden kurtulmak isteyen, diğeri aşk acısıyla yaralanan kalbini onarmaya çalışan iki genç kadın; Miss Anna Maria Babington ve Miss Isabel Cargill'in yolları günün birinde kesişmiş. Tarih 1892.. Babington Roma'ya "kaçmaya" karar vermiş ve Çargill'e sormuş: Benimle gelir misin? O da hiç düşünmeden "evet" demiş. 1893'te de Roma'da gitgide kalabalıklaşan İngiliz topluluğunu memnun eden tarihi adımı atıp bir çay evi açmışlar. Çoktan asırlık olmuş Babington Tea House'ın daha kapısından girdiğimde "tamam, doğru yerdeyim" duygusu içimi kapladı. Koyu renkte ahşap masaların üzerine serilmiş, kenarı su yeşili hasır örtülerin arasından geçip, ağırbaşlı garson kızın gösterdiği yere oturunca "mutluluk bu" dedim; "farklı çay harmanlarının havaya yayılmış kokusu ve insanın ruhunu okşayan atmosfer." Mönüye bakmak bile baş döndürücüydü: Japon, Seylan, Formoza ve Çin çayları ayrı ayrı sınıflandırılmış. Ve elbette sevgili lapsang suşong'um... Bir kez daha anladım ki, asıl "mutluluk hapları" kahve ve çaydır... Bir kez daha anladım ki insan kahveyle kendini, çayla dünyayı seviyor... “
Roma şehir merkezi kadar şehir dışında yer alan bölgeleri ile de çok güzel...
Bir günümüzü araba kiralayarak Assisi ve Toscana bölgesinde yer alan Hayat Güzeldir filminin çekildiği Cortona ‘ya gittik... İki bölgede buram buram İtalya, tarih ve kültür kokuyordu... Assisi de iken yağmur yağmasına rağmen sanki bölge daha da bir güzelleşti, taş yollar ve evler çok güzel görünüyordu... Cortona ise bambaşka bir alan koruma altında olan sanki yüzyıllardır hiçbirşey değişmemiş gibi yaşayan bi tepe kasabası... Dönüşte telefonun şarjı bittiği için yol bilgisinden faydalanamadığımız için biraz maceralı bir dönüş yaşasakta çok güzeldi...
Bir günü de yine araba kiralayarak nemi bölgesinde ve outlette geçirdik, e alışverişte lazım kızım burada ilk defa 4-5 adımı birden attı, yani duru Romada yürümeye başladı
Son gün hediyeliklerimizi aldık ve otelden ayrıldık... Otelden çok memnun kaldık tavsiye ederiz.... Hotel Diocleziano http://www.booking.com/hotel/it/diocleziano.html?label=gog235jc;sid=f56ad4aec53d3276af35dd6a8fe775e1 bu linktede bizim yorumumuz var, Onur güzel bir yorum yazmış...
Dönüş yolculuğumuzda yine minik prensesimin uyuması nedeni ile bizim açımızdan güzeldi...
Güzel bir yolculuk oldu kızım bize zorluk çıkarmadı, tatlı tatlı gezdi, uyudu :)
Yeni yolculuklara :)
Aslında belki de en önemli şeyleri yazmakta geciktim canım kızım ama kızma bak hepsini tane tane anlatıcam...
Minik kızım 1 yaşında Roma’ya gitti... Pazar sabahı uçakla yola çıktık , maşallah miniğim uçakta 1,5 saat kadar uyuduğundan uçak yolculuğumuz çok rahat geçti, iniş ve kalkışta emzirdiğim için minik kulaklarıda bu durumdan etkilenmedi... Öğlen otelimize ulaştık , yerleştik ,dinlendik ve hemen yemek yemek ve gezmek için kendimizi sokaklara attık. Otelimiz istasyon ( termini) bölgesinde olduğundan bu bölgede merkezi bir alan olduğundan çoğu yere yürüyerek ulaştık akşam dönüşlerde ise yorulduğumuz için taksiyi tercih ettik, en fazla 15 eur ödeyerek otelimize rahat rahat ulaştık...
Roma Pass aldığımız için Kolezyumda gerçekten beklemedik bu güzel oldu, ne yazıkki eski halinden çok bir şey kalmasada yine de etkileyici bir yer Kolezyum (Colosseo) , imparatorluk yolu ve sonunda yer alan Arch of Constantine de etkileyiciydi... Akşam yemeğimizi yedikten sonra ilk günün yorgunluğu ile otele döndük... Yemeklerimiz sırasındada Duru bizi zorlamadı hem nerede ise her restoranda yer alan sebze çorbası ve domates çorbası hayat kurtarıcı oldu. Ayrıca minik prensesim makarna yemeği ( spagetti hüpletmeyi :) ) de burada öğrendi :)
Sonraki gün tam bir günümüz Vatikanda geçti, o gün bir rehber grubuna katıldık ve yine kilometrelerce olan kuyruğu beklemeden içeri girdik... Çok ama çok ihtişamlı bir yer gerçekten mutlaka görülmesi gerekli... Rehberimiz bizi psetle bebek taşıdığımızdan içeride oldukça iyi yönlendirdi... Yine yorgun bir şekilde yemeğimizi yiyerek otelimize geri döndük...
Sonraki günlerde Aşk çeşmesi diye bilinen Fontana De Trevi , Campo De Fiori, Pantheon ( Melekler ve Şeytanlar filminden hatırlarsınız), Piazza Venezia, ve Spagna ( İspanyol merdivenleri) bazen 2-3 kere geçtiğimiz yerler oldu, ilk geçişimizde hemen fotolanıp araştırdıktan sonra bizim için sıradanlaştılar :)
İspanyol merdivenlerinin hemen yanında daha önce ayhan Sicimoğlu’nun bir programında izlediğim Babington Tea House’a uğradık, tam bir ingiliz havasının hakim olduğu mekanda çaylarımızı içtik ve dinlendik...
Aşağıda Haşmet Babaoğlu ‘nun bu çay evinden bahsettiği 19/03/2003 tarihli Roma’da beş çayı isimli Vatan gazetesinden bir alıntı yaptım...
“ İtalya'nın başkentinde saat 5'te bir İngiliz çay evinin yolunu tuttum. Çünkü bir yıl boyunca Alice tekrar tekrar bu güzel kafeyi; Babington's Tea House'ı gösterip durmuştu. Ne zaman izlesem, o tarihi atmosferde özgün harman çaylar tatma arzusu içime ukde gibi çöküveriyordu. Bu yüzden yolumu otelimin yakınındaki Piazza di Spagna'ya çevirdim. İspanyol Meydanı derilen bu yer şık merdivenleriyle ünlü, Roma'nın simgesel merkezlerinden. Günün her saatinde o merdivenler cıvıl cıvıldır. Randevu yeridir. Gençler basamaklara bir oturdular mı, hiç kalkmak istemezler. İşte o merdivenlerin bir yanında adı çok havalı ve edebi (Byron) bir ayakkabıcıyla yan yana bir edebiyat müzesi vardır: Keats ve Shelley Müzesi. Hayatları hüzünle dolu, şiirleri ve ruhları melankoliye boğulmuş iki İngiliz şairi Shelley ve Keats bu evde yaşamışlar. (Shelley'nin o dizesi nasıl sarsıcıdır: "Gözyaşları için fazla derin bir keder bu!") İspanyol merdivenlerinin öteki yanında da, işte sözünü ettiğim Babington's Tea House var. Sanatçıların, filozofların Roma'daki gözdesi... Biri aristokrat ailesinin zincirlerinden kurtulmak isteyen, diğeri aşk acısıyla yaralanan kalbini onarmaya çalışan iki genç kadın; Miss Anna Maria Babington ve Miss Isabel Cargill'in yolları günün birinde kesişmiş. Tarih 1892.. Babington Roma'ya "kaçmaya" karar vermiş ve Çargill'e sormuş: Benimle gelir misin? O da hiç düşünmeden "evet" demiş. 1893'te de Roma'da gitgide kalabalıklaşan İngiliz topluluğunu memnun eden tarihi adımı atıp bir çay evi açmışlar. Çoktan asırlık olmuş Babington Tea House'ın daha kapısından girdiğimde "tamam, doğru yerdeyim" duygusu içimi kapladı. Koyu renkte ahşap masaların üzerine serilmiş, kenarı su yeşili hasır örtülerin arasından geçip, ağırbaşlı garson kızın gösterdiği yere oturunca "mutluluk bu" dedim; "farklı çay harmanlarının havaya yayılmış kokusu ve insanın ruhunu okşayan atmosfer." Mönüye bakmak bile baş döndürücüydü: Japon, Seylan, Formoza ve Çin çayları ayrı ayrı sınıflandırılmış. Ve elbette sevgili lapsang suşong'um... Bir kez daha anladım ki, asıl "mutluluk hapları" kahve ve çaydır... Bir kez daha anladım ki insan kahveyle kendini, çayla dünyayı seviyor... “
Roma şehir merkezi kadar şehir dışında yer alan bölgeleri ile de çok güzel...
Bir günümüzü araba kiralayarak Assisi ve Toscana bölgesinde yer alan Hayat Güzeldir filminin çekildiği Cortona ‘ya gittik... İki bölgede buram buram İtalya, tarih ve kültür kokuyordu... Assisi de iken yağmur yağmasına rağmen sanki bölge daha da bir güzelleşti, taş yollar ve evler çok güzel görünüyordu... Cortona ise bambaşka bir alan koruma altında olan sanki yüzyıllardır hiçbirşey değişmemiş gibi yaşayan bi tepe kasabası... Dönüşte telefonun şarjı bittiği için yol bilgisinden faydalanamadığımız için biraz maceralı bir dönüş yaşasakta çok güzeldi...
Bir günü de yine araba kiralayarak nemi bölgesinde ve outlette geçirdik, e alışverişte lazım kızım burada ilk defa 4-5 adımı birden attı, yani duru Romada yürümeye başladı
Son gün hediyeliklerimizi aldık ve otelden ayrıldık... Otelden çok memnun kaldık tavsiye ederiz.... Hotel Diocleziano http://www.booking.com/hotel/it/diocleziano.html?label=gog235jc;sid=f56ad4aec53d3276af35dd6a8fe775e1 bu linktede bizim yorumumuz var, Onur güzel bir yorum yazmış...
Dönüş yolculuğumuzda yine minik prensesimin uyuması nedeni ile bizim açımızdan güzeldi...
Güzel bir yolculuk oldu kızım bize zorluk çıkarmadı, tatlı tatlı gezdi, uyudu :)
Yeni yolculuklara :)
24 Mayıs 2010 Pazartesi
CANIM KIZIM 1 YAŞINDA :)
DURU 1 YAŞINDA ...
22/05/2010 tarihi itibari ile minik prensesim 1 yaşına bastı...
Çok güzel bir doğum günü geçirdik, bizimki gerçekten tam bir gün süren bir kutlama oldu :)
Öğlen arkadaşlarımızla kızımın d. Gününü kutladık , akşam ise aile içinde bir kutlama daha yaptık,
Miniğim bütün gün şaşkındı,
Resim yüklediğimde göreceksiniz yüz ifadesi hem kalabalığın hem de pastanın yüzünden sürekli şaşkın meleğimin :)
Artık kızım 1 yaşında , Allah nice senelerini görmeyi nasip etsin...
Kutlamamıza gelen herkese, gelemeyip arayan her kişiye çok çok teşekkürler
22/05/2010 tarihi itibari ile minik prensesim 1 yaşına bastı...
Çok güzel bir doğum günü geçirdik, bizimki gerçekten tam bir gün süren bir kutlama oldu :)
Öğlen arkadaşlarımızla kızımın d. Gününü kutladık , akşam ise aile içinde bir kutlama daha yaptık,
Miniğim bütün gün şaşkındı,
Resim yüklediğimde göreceksiniz yüz ifadesi hem kalabalığın hem de pastanın yüzünden sürekli şaşkın meleğimin :)
Artık kızım 1 yaşında , Allah nice senelerini görmeyi nasip etsin...
Kutlamamıza gelen herkese, gelemeyip arayan her kişiye çok çok teşekkürler
Categories
DOĞUMGÜNÜ
6 Mayıs 2010 Perşembe
İlk adım
Kızım d. günününe günler kala 04/05/2010 tarihinde ilk adımını attı :)
Bakalım o adımın devamını ne zaman getirebilecek ?
:)
Bakalım o adımın devamını ne zaman getirebilecek ?
:)
Categories
ilk adım
Çok korktum çok!!!
02/05/2010 gecesi kızım uyumakta çok mızmızlandı, emiriyorum yatağına yatırıyorum 2 dk sonra uyanıp beni istiyo, baktım başedemeyeceğim, yanıma aldım...
Onur içeride maç seyrediyordu, biz uyuya kalmışız , babamızda tv karşısında uyuya kalmış...
Saat 02:00 gibi gözümü açtığımda duru yatağın en ucunda düşmek üzereydi hemen ona doğru hamle yaptım ama ne yazıkki düşmesine engel olamadım...
Allah ‘a şükürler olsun ki çok sert bir darbe almadı ama hem kendisi hemde biz çok korktuk...
İlk etapta hemen başını yüzünü vücudunu kontrol ettik, Hemen onu en kolay sakinleştirebildiğimiz banyoya götürüp ellerini yüzünü yıkadık...
İlk defa başımıza geldiğinden panikledik açıkçası , Onur hemen internetten neler yapmamız gerektiğine baktı, bizim ilk müdehalemiz yani kontrol doğru, ardından çocuğun bilincinin açık olup olmadığını kontrol önemli, bakışları kontrol edilmeli, kusma olup olmaması çok önemli...
Tabi şiddetli düşmelerde hemen doktoru aramak en doğrusu , ben ertesi gün yine içim rahat etsin diye aradığımda kendisi de bana bilinç kontrolü, şişlik ve kusmanın en önemli faktörlerden olduğunu söyledi...
Bir ders daha ; Duru korkuluksuz kendisi uyuyacak zamana gelene kadar , kendin uyuyakalabilecek kadar yorgunsan yanında uyumasına asla izin verme!!!
Onur içeride maç seyrediyordu, biz uyuya kalmışız , babamızda tv karşısında uyuya kalmış...
Saat 02:00 gibi gözümü açtığımda duru yatağın en ucunda düşmek üzereydi hemen ona doğru hamle yaptım ama ne yazıkki düşmesine engel olamadım...
Allah ‘a şükürler olsun ki çok sert bir darbe almadı ama hem kendisi hemde biz çok korktuk...
İlk etapta hemen başını yüzünü vücudunu kontrol ettik, Hemen onu en kolay sakinleştirebildiğimiz banyoya götürüp ellerini yüzünü yıkadık...
İlk defa başımıza geldiğinden panikledik açıkçası , Onur hemen internetten neler yapmamız gerektiğine baktı, bizim ilk müdehalemiz yani kontrol doğru, ardından çocuğun bilincinin açık olup olmadığını kontrol önemli, bakışları kontrol edilmeli, kusma olup olmaması çok önemli...
Tabi şiddetli düşmelerde hemen doktoru aramak en doğrusu , ben ertesi gün yine içim rahat etsin diye aradığımda kendisi de bana bilinç kontrolü, şişlik ve kusmanın en önemli faktörlerden olduğunu söyledi...
Bir ders daha ; Duru korkuluksuz kendisi uyuyacak zamana gelene kadar , kendin uyuyakalabilecek kadar yorgunsan yanında uyumasına asla izin verme!!!
Categories
ders,
dikkat,
yataktan düşme
25 Nisan 2010 Pazar
23 Nisan...
Kızımla ilk 23 Nisan bayramımızdı, genelde bu günlerde havanın yağmurlu olması geleneksel olduğundan çok endişeliydim ama şükürler olsunki hava süperdi, bütün çocuklar ve kızım adına harika oldu :))
İlk olarak bayrama Perşembe gününden başladık, anneanne ve dede ile benim çok keyifle vakit geçirdiğim Fenerbahçe parkına gittik. Hava süper, çiçekler, kuşlar, kediler, köpekler, ördekler hatta tavşanlar ve tavuklarla karşılaşan kızımın keyfine diyecek yoktu..
23 Nisan günü Maşukiye 'de Cansu alabalık çiftliğinde kahvaltı yapmaya gittik, iyi ki de gitmişiz, çimlerin üzerinde banklı ve eski tip ahşap masalı tesiste açık havada süper kahvalıktılıklarla demlikte her an hazır çayımız ile kahvaltımızı yaptık... Duru babası ile bol bol sallandı, yan masada minik tavşanı ödünç alıp Duru ile haşır neşir olmalarını sağladık :), hemen masamızın yanında yer alan mini değirmen önünde resimlendik, alabalıklara bakarak kırmızı balık şarkımızı söyledik, kahvaltı sonrası yürüyüşe çıktığmızda minik gölette yeşil başlı ördekleri ve çevrede gezinen atları şaşkınlıkla seyredip , İzmit'e kadar gitmişken uğramadan asla atlamadığmız Outlet Center gezimizin ardından pestil halde evdeydik...
Kızımın ilk bayramı temiz hava bol güneş ve bol hayvanlı geçti :))))
Cumartesi günü balkonumuz için babaanne ve dede ile çiçek seçip ektik, sonra çiçeklerimize bakarak güzel bir yemek yedik...
Yani Duru ve bizim için güzel bir tatildi...
Umarım her 23 Nisan çocuklarımız adına böle güzel havalarda geçer...
İlk olarak bayrama Perşembe gününden başladık, anneanne ve dede ile benim çok keyifle vakit geçirdiğim Fenerbahçe parkına gittik. Hava süper, çiçekler, kuşlar, kediler, köpekler, ördekler hatta tavşanlar ve tavuklarla karşılaşan kızımın keyfine diyecek yoktu..
23 Nisan günü Maşukiye 'de Cansu alabalık çiftliğinde kahvaltı yapmaya gittik, iyi ki de gitmişiz, çimlerin üzerinde banklı ve eski tip ahşap masalı tesiste açık havada süper kahvalıktılıklarla demlikte her an hazır çayımız ile kahvaltımızı yaptık... Duru babası ile bol bol sallandı, yan masada minik tavşanı ödünç alıp Duru ile haşır neşir olmalarını sağladık :), hemen masamızın yanında yer alan mini değirmen önünde resimlendik, alabalıklara bakarak kırmızı balık şarkımızı söyledik, kahvaltı sonrası yürüyüşe çıktığmızda minik gölette yeşil başlı ördekleri ve çevrede gezinen atları şaşkınlıkla seyredip , İzmit'e kadar gitmişken uğramadan asla atlamadığmız Outlet Center gezimizin ardından pestil halde evdeydik...
Kızımın ilk bayramı temiz hava bol güneş ve bol hayvanlı geçti :))))
Cumartesi günü balkonumuz için babaanne ve dede ile çiçek seçip ektik, sonra çiçeklerimize bakarak güzel bir yemek yedik...
Yani Duru ve bizim için güzel bir tatildi...
Umarım her 23 Nisan çocuklarımız adına böle güzel havalarda geçer...
Categories
23 Nisan,
Cansu Alabalık,
Maşukiye
21 Nisan 2010 Çarşamba
Minik eller havaya :)
Son günlerde Duru'yu yürütmeye çalışma uğraşları son safhada, tabi ki zorlamıyoruz ama merakla bekliyoruz, birazcıkta hatırlatıyoruz :) Bu esnada keyfine düşkün miniğim desteksiz ayakta kalıcam diye nasıl endişeli ama nasıl :) Biz de yeni bir yol keşfettik, hadi eller havaya diyerek şarkı söylüyoruz ( kızım biraz oynamaya meraklı :) ayakta iken ellerini hemen kaldırıp sallamaya başlıyor , o esnada usul usul destek verdiğimiz noktaları çekiyoruz ve miniş desteksiz olduğunu fark edene kadar tek başına ayakta durabiliyor:)
Bakalım merakla beklenen ilk adımlar ne zaman gelecek :)
Umarım kızım o adımları attığında ben de buna şahit olabilirim...
Çalışan annenin bir zorluğu daha , bebişinizin ilklerinin bazılarını ne yazık ki kaçırabiliyorsunuz:(
Bakalım merakla beklenen ilk adımlar ne zaman gelecek :)
Umarım kızım o adımları attığında ben de buna şahit olabilirim...
Çalışan annenin bir zorluğu daha , bebişinizin ilklerinin bazılarını ne yazık ki kaçırabiliyorsunuz:(
Categories
ilk adım
20 Nisan 2010 Salı
Annelerin dünyası blog yazım- Anne net'te
Eskiden annelerimiz sık sık “Gün” düzenlerdi, arkadaşları ve akraba bayanlar ile o günlerde biraraya gelinir, akla gelebilecek her konu hakkında konuşulurdu...
Hatırlarım ; Ben ilkokul seviyelerimdeyim , yine bir akraba günü, ortalık nasıl karmaşa, çoluk çocuk, kekler, börekler... Hepsi birden konuşuyor, sanra annem ortalıkta koşturmaktan başka birşey yapamıyor.Akşam yoruldum bittim, şükür atlattık diye mırıldanıyor.
Şimdi düşünüyorum da biz ne yapıyoruz?Facebook üzerinden ve bloglar üzerinden arkadaşlarımızla paylaşımlarda bulunabiliyoruz... Peki karşılaştırmak istesek ;
- Annelerimizin “gün”leri anlık tepkiler ile yüz yüze gerçekleştiğinden biz o dönem çocukları ve kendileri için eğlenceliydi, nitekim kahkahalar havada uçuşurdu...
- Net annelerinin fikirleri ve görüşleri kalıcı olduğundan anneler için daha yararlı ve yaratıcı...
- “Gün” ‘ler yiyecek içecek açısından o kadar zengin olurdu ki yine çocuklar bayılırdı , ama anneler için o dönemde çok güzel gelsede sonrasında kilo verme sıkıntıları yüzünden korkulu kabusa dönüşürdü, hatta annem sürekli midem ağrıyor falan diyerek, "ye, ye" ısrarlarına karşı bahaneler üretirdi.
- Net anneleri sanal ortamda herşeyi paylaştığından ( gerçi bazen o kadar yakınlaşıyoruz ki gerçek hayattada görüşmek tanışmak ihtiyacı duyuyoruz) kilo sorunu yaşanmıyor.
- Anne günleri belirli günlerdi.
- Net anneleri 7 gün 24 saat her an nette olabilirler.
Liste belki çok uzayabilir ama neticesinde net annelerinin bilgi alışverişi inanılmaz, zamane anneleri gerçekten bilgiye ulaşabiliyor hem de çok çabuk, zamane anneleri çok bilinçli ve yenilikçi...
Yani zaman net annelerinin zamanı...
Bakalım kızım Duru benimle nasıl dalga geçecek ileride...
Duru Prenses’in annesi ...
http://annelerindunyasi.blogspot.com/2010/04/anne-nette.html
Hatırlarım ; Ben ilkokul seviyelerimdeyim , yine bir akraba günü, ortalık nasıl karmaşa, çoluk çocuk, kekler, börekler... Hepsi birden konuşuyor, sanra annem ortalıkta koşturmaktan başka birşey yapamıyor.Akşam yoruldum bittim, şükür atlattık diye mırıldanıyor.
Şimdi düşünüyorum da biz ne yapıyoruz?Facebook üzerinden ve bloglar üzerinden arkadaşlarımızla paylaşımlarda bulunabiliyoruz... Peki karşılaştırmak istesek ;
- Annelerimizin “gün”leri anlık tepkiler ile yüz yüze gerçekleştiğinden biz o dönem çocukları ve kendileri için eğlenceliydi, nitekim kahkahalar havada uçuşurdu...
- Net annelerinin fikirleri ve görüşleri kalıcı olduğundan anneler için daha yararlı ve yaratıcı...
- “Gün” ‘ler yiyecek içecek açısından o kadar zengin olurdu ki yine çocuklar bayılırdı , ama anneler için o dönemde çok güzel gelsede sonrasında kilo verme sıkıntıları yüzünden korkulu kabusa dönüşürdü, hatta annem sürekli midem ağrıyor falan diyerek, "ye, ye" ısrarlarına karşı bahaneler üretirdi.
- Net anneleri sanal ortamda herşeyi paylaştığından ( gerçi bazen o kadar yakınlaşıyoruz ki gerçek hayattada görüşmek tanışmak ihtiyacı duyuyoruz) kilo sorunu yaşanmıyor.
- Anne günleri belirli günlerdi.
- Net anneleri 7 gün 24 saat her an nette olabilirler.
Liste belki çok uzayabilir ama neticesinde net annelerinin bilgi alışverişi inanılmaz, zamane anneleri gerçekten bilgiye ulaşabiliyor hem de çok çabuk, zamane anneleri çok bilinçli ve yenilikçi...
Yani zaman net annelerinin zamanı...
Bakalım kızım Duru benimle nasıl dalga geçecek ileride...
Duru Prenses’in annesi ...
http://annelerindunyasi.blogspot.com/2010/04/anne-nette.html
Categories
annelerin dünyası
17 Nisan 2010 Cumartesi
Ürün bilgisi- Milupa Aptamil- Aptamil gece

Duru 4 aylıkken işe başladığım için; sütüm kesilir mi?, yeter mi? gibi endişelerle o dönemde Aptamil ile tanışmıştık... Duru denettiğimizde beğenmişti, ilk zamanlar sütüm yetmişti ama 5 aylıkken Aptamile ve ek gıdalara başladık...
Aptamil Gece ile Duru 8 aylıkken tanıştık, içinde daha fazla karbonhidrat olması nedeni ile geceleri acıkmamasını sağladığından çok memnun kaldım,
Aptamil 1 ve 2 yi sırası ile kullandık, şimdi 3 numarasını kullanıyoruz. Duru ile özellikle dışarı çıktığımızda yemek yemek istemediği zamanlarda da kurtarıcımız oluyor...
Ayrıca Milupa Aptamil içinde GDO içermediğinden de güvenle kullanıyorum...
Sonuç olarak devam sütü için tavsiyem Aptamil...
15 Nisan 2010 Perşembe
GECİKMELİ DE OLSA DOĞUM HİKAYEM ...
Kızım neredeyse 1 yaşına geldi ve ben fark ettimki aslında anlatmadığım çoook şey var ve en önemlisi ; başlangıç...
Duru 21/05/2009 gecesi saat 03:30 sıralarında “annecim ben geliyorum” demeye başladı, ama ben o anda yalancı sancı olduğunu düşünüyordum :) Saat 05.30’a kadar aralıklarla ( düzensiz) hafif hafif sancılar yaşadım, doktorumu aradığımda sancılar düzenli olmaya başlarsa hemen hastaneye gitmemi istedi. Bir ara sancılar yaklaşık 1 saat kadar tamamen kesilince tamam dedim bunlar kesin o meşhur “ yalancı doğum sancıları” Saat 06.30 gibi yeniden başladı , saat 07 civarı olduğunda artık 15 dk aralıklarla sancılanmaya başlamıştım , ama bu sancılar beni yerimden kaldırmayacak boyutta değillerdi henüz...
Hemen canım doktorum Melike Batukan’ı yeniden aradım hadi kliniğe gidin , NST ’ye ( Non Stress Test: Bir cihazla bebeğin kalp atışlarının seyrini, bebek hareketleriyle ve varsa kasılmalarla olan ilişkisini yorumlayarak , bebeğin iyilik halini değerlendiren bir testtir. Aynı cihaz doğum eylemi esnasında da aynı amaçla kullanılır. ) bağlasınlar seni , bende geliyorum dedi. Saat 08:30 da Jinemed Kalamış kliniğindeydik, sevgili hemşirelerimiz bizi görünce geliyormu yoksa diyerek benim kadar heyecanlandılar ve beni NST odasına aldılar.
Sancılar artık gayet düzenli ve hissettirir boyuttaydı. Saat 09 civarı doktorum geldi , yaptığı kontrolde doğumun başladığını hatta 4 cm açılma gerçekleştiğini söyledi, hemen doğum yapacağım hastane olan Kadıköy Florence Nightingale hastanesine yola çıktık ...
Doktor, doğum başlamış dediğinde yaşadığım heyecanı anlatmam mümkün değil. Sevgili eşim Onur ‘da aynı heyecanla gözleri parlayarak beni hastaneye ulaştırdı. Bu esnada hemen herkes aranarak haber verildi, “bebek geliyooooooooooooooooooooooor” :)
Hastanede hemen giriş işlemlerini yaparak beni odama aldılar , annem babam ve eşimin annesi de hemen hastaneye geldiler. Annemin yüzünde ki o ifade , babacığımın bana bakışları aklımdan çıkmaz. Onlar için ilk öncelik benim iyi olmamdı...
Hemşire yanıma gelerek sezeyan mı dedi? Hayır doğal doğum yani normal doğum dedim. Şaşırdı biraz :) Sağlık geçmişim hakkında bir iki soru sordular , ben ısrarla doktorumu çağırın diyorum :)
Onur elimi hiç bırakmadı( elini ısırmaktan morartmış olsamda) annem yüreği dayandığı sürece diğer elimden destek oldu. Canlarım benim...
Doktorum geldiğinde kendimi çok rahatlamış hissettim , kontrolden sonra suyun henüz gelmedi ama ben onun gelmesini sağlayarak doğumu hızlandırıcam dedi, sancıların sıklığı ve şiddetinden zaten bende anlamıştım :)
Hemşireler geldi doğumhaneye gidiyoruz dediler,kapıda ailemiz ,Diğer odalardaki yeni doğum yapanlar ve aileleri, ben nasıl bağırıyorum nasıl bağırıyorum :) Hepsi bana acıyan gözlerle bakıyorlar...
Asansörle doğumhaneye indik, içeri girerken heyacandan ölmek üzereydim, hem canım yanıyor ama bir yandanda biran önce kızımı sağlıklı bir şekilde kucağıma almak için sabırsızlanıyorum...
Melike hanım içeriye ameliyat kıyafetleri ile girip kontrolü eline alınca inanılmaz rahatladım , epidural yapmayalım dikiş olmadan doğum gerçekleşecek ne dersin dedi, bende buraya kadar sancıyı yaşadım sonuna kadar epiduralsiz gidelim dedim... Doğumhaneye girdikten yaklaşık 45 dk sonra doğum gerçekleşti. 13:45 itibari ile miniğim kucağımdaydı. Doğuma eşimde girdi, hatta Duru’nun kordon bağını babası kesti :)
Duru’yu kucağıma aldığım an bütün acı ağrı ne varsa gitti, dünyada bir ben bir de Duru vardı sanki... Nasıl ağlıyorum hüngür hüngür görmeniz lazım ...
Çok ama çok güzel bir duygu, Allah her isteyene yaşatsın İnşallah...
Duru 21/05/2009 gecesi saat 03:30 sıralarında “annecim ben geliyorum” demeye başladı, ama ben o anda yalancı sancı olduğunu düşünüyordum :) Saat 05.30’a kadar aralıklarla ( düzensiz) hafif hafif sancılar yaşadım, doktorumu aradığımda sancılar düzenli olmaya başlarsa hemen hastaneye gitmemi istedi. Bir ara sancılar yaklaşık 1 saat kadar tamamen kesilince tamam dedim bunlar kesin o meşhur “ yalancı doğum sancıları” Saat 06.30 gibi yeniden başladı , saat 07 civarı olduğunda artık 15 dk aralıklarla sancılanmaya başlamıştım , ama bu sancılar beni yerimden kaldırmayacak boyutta değillerdi henüz...
Hemen canım doktorum Melike Batukan’ı yeniden aradım hadi kliniğe gidin , NST ’ye ( Non Stress Test: Bir cihazla bebeğin kalp atışlarının seyrini, bebek hareketleriyle ve varsa kasılmalarla olan ilişkisini yorumlayarak , bebeğin iyilik halini değerlendiren bir testtir. Aynı cihaz doğum eylemi esnasında da aynı amaçla kullanılır. ) bağlasınlar seni , bende geliyorum dedi. Saat 08:30 da Jinemed Kalamış kliniğindeydik, sevgili hemşirelerimiz bizi görünce geliyormu yoksa diyerek benim kadar heyecanlandılar ve beni NST odasına aldılar.
Sancılar artık gayet düzenli ve hissettirir boyuttaydı. Saat 09 civarı doktorum geldi , yaptığı kontrolde doğumun başladığını hatta 4 cm açılma gerçekleştiğini söyledi, hemen doğum yapacağım hastane olan Kadıköy Florence Nightingale hastanesine yola çıktık ...
Doktor, doğum başlamış dediğinde yaşadığım heyecanı anlatmam mümkün değil. Sevgili eşim Onur ‘da aynı heyecanla gözleri parlayarak beni hastaneye ulaştırdı. Bu esnada hemen herkes aranarak haber verildi, “bebek geliyooooooooooooooooooooooor” :)
Hastanede hemen giriş işlemlerini yaparak beni odama aldılar , annem babam ve eşimin annesi de hemen hastaneye geldiler. Annemin yüzünde ki o ifade , babacığımın bana bakışları aklımdan çıkmaz. Onlar için ilk öncelik benim iyi olmamdı...
Hemşire yanıma gelerek sezeyan mı dedi? Hayır doğal doğum yani normal doğum dedim. Şaşırdı biraz :) Sağlık geçmişim hakkında bir iki soru sordular , ben ısrarla doktorumu çağırın diyorum :)
Onur elimi hiç bırakmadı( elini ısırmaktan morartmış olsamda) annem yüreği dayandığı sürece diğer elimden destek oldu. Canlarım benim...
Doktorum geldiğinde kendimi çok rahatlamış hissettim , kontrolden sonra suyun henüz gelmedi ama ben onun gelmesini sağlayarak doğumu hızlandırıcam dedi, sancıların sıklığı ve şiddetinden zaten bende anlamıştım :)
Hemşireler geldi doğumhaneye gidiyoruz dediler,kapıda ailemiz ,Diğer odalardaki yeni doğum yapanlar ve aileleri, ben nasıl bağırıyorum nasıl bağırıyorum :) Hepsi bana acıyan gözlerle bakıyorlar...
Asansörle doğumhaneye indik, içeri girerken heyacandan ölmek üzereydim, hem canım yanıyor ama bir yandanda biran önce kızımı sağlıklı bir şekilde kucağıma almak için sabırsızlanıyorum...
Melike hanım içeriye ameliyat kıyafetleri ile girip kontrolü eline alınca inanılmaz rahatladım , epidural yapmayalım dikiş olmadan doğum gerçekleşecek ne dersin dedi, bende buraya kadar sancıyı yaşadım sonuna kadar epiduralsiz gidelim dedim... Doğumhaneye girdikten yaklaşık 45 dk sonra doğum gerçekleşti. 13:45 itibari ile miniğim kucağımdaydı. Doğuma eşimde girdi, hatta Duru’nun kordon bağını babası kesti :)
Duru’yu kucağıma aldığım an bütün acı ağrı ne varsa gitti, dünyada bir ben bir de Duru vardı sanki... Nasıl ağlıyorum hüngür hüngür görmeniz lazım ...
Çok ama çok güzel bir duygu, Allah her isteyene yaşatsın İnşallah...
Categories
doğal doğum,
doğum,
doğum hikayem,
Melike Batukan,
normal doğum
14 Nisan 2010 Çarşamba
Duru şirin ol bakalım :)
Son zamanlarda Duru hanıma şirin ol kızım dediğimizde gözlerini Japon kızları haline gelecek kadar kısıp şirin şirin bakıyor bize:)
Tabi bu durumda hepimizin nasıl hoşnut olduğumuzu çok iyi anladığından bazen bizim ona kızacağımızı düşündüğü birşey yaptığındada hemen bize dönüp şirin oluyor :)
Çocuklar gerçekten işlerini çok iyi biliyor , ona bakan kişilerin ne zaman nasıl tepkiler vebileceğini daha bu zamanlardan anlamaları akıl almaz...
İstediği zaman istediği şeylerin olacağını düşünmemesi gerekli bence, bu sabah bir psikolog konuşuyordu radyoda, diyor ki " bebek veya çocuk yalnız kalmalı yanımıza almamamlıyız, kesinlikle cezalandırmamalıyız düşünceleri tamamen geride kaldı, bebek veya çocuk tabiki kendi yatağına alıştırılmalı ama ağlatarak korkutarak yalnız bırakmaca uğruna değil, tabi ki yeri geldiğinde kızılmalı ama şiddetle değil..."
Yani bence en önemlisi anne babalar kendilerini tatmin etmek için çocuklarına yaptırımlarda bulunmamalı ve mutlaka dengeli olmak kaydı ile disiplini öğretmeli...
ama en önemlisi bunları yaparken sevgisini çok ama çok fazla göstermeli...
Not: Sevgi göstermenin hediyeye boğmamak olduğunu sanırım herkez biliyor artık...
Tabi bu durumda hepimizin nasıl hoşnut olduğumuzu çok iyi anladığından bazen bizim ona kızacağımızı düşündüğü birşey yaptığındada hemen bize dönüp şirin oluyor :)
Çocuklar gerçekten işlerini çok iyi biliyor , ona bakan kişilerin ne zaman nasıl tepkiler vebileceğini daha bu zamanlardan anlamaları akıl almaz...
İstediği zaman istediği şeylerin olacağını düşünmemesi gerekli bence, bu sabah bir psikolog konuşuyordu radyoda, diyor ki " bebek veya çocuk yalnız kalmalı yanımıza almamamlıyız, kesinlikle cezalandırmamalıyız düşünceleri tamamen geride kaldı, bebek veya çocuk tabiki kendi yatağına alıştırılmalı ama ağlatarak korkutarak yalnız bırakmaca uğruna değil, tabi ki yeri geldiğinde kızılmalı ama şiddetle değil..."
Yani bence en önemlisi anne babalar kendilerini tatmin etmek için çocuklarına yaptırımlarda bulunmamalı ve mutlaka dengeli olmak kaydı ile disiplini öğretmeli...
ama en önemlisi bunları yaparken sevgisini çok ama çok fazla göstermeli...
Not: Sevgi göstermenin hediyeye boğmamak olduğunu sanırım herkez biliyor artık...
Categories
bebek disiplini,
çocuk disiplini
6 Nisan 2010 Salı
bebiş yemekleri-2
Ispanak Yemeği Malzemeleri
• 1/4 demet ıspanak
• 1 yemek kaşığı tepeleme mısır unu
• 1 çay kaşığı tereyağ (fındık büyüklüğünde)
• az miktarda dil peyniri – (yada rendelenmiş kaşar peyniri)
• 250 ml sıcak su
• tuz – 1 yaş ve üzeri bebekler için
Yapılışı : Yağı eritin ve mısır ununu sürekli karıştırarak hafif kavurun. Suyu ilave edin ve sürekli karıştırıp unun topaklanmasını önleyin. Mıhlama bilenlere aynı mıhlama yapar gibi... Yaklaşık 8-10 dakika sık sık karıştırarak pişirin. Yıkayıp doğradığınız ıspanakları tencereye ilave edin. Kapağını kapatarak ıspanaklar yumuşayana kadar pişirin. Sık sık karıştırınki dibine tutmasın. Süzgeçten geçirin ve peyniri ilave edin. Ispanaklı yemekleri bir kerelik pişirin çünkü bir daha ısıtılamıyorlar...
Yoğurtlu Karnıbahar Çorbası:
• küçük bir top karnıbaharın yarısı kadar ince doğranmış karnıbahar
• 1 yemek kaşığı yoğurt
• 1 diş sarımsak
• 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
• 1 tutam kekik ve nane
Tarifi : Zeytinyağında sarımsağı soteleyin. İnce ince doğranmış karnıbaharı ilave ederek bir kaç dakika sürekli karıştırarak kavurun. 150-200 ml sıcak suyu tencereye ilave edip nane ve kekiğide ekleyerek kapağını kapatın. Karnıbaharlar yumuşayana kadar pişirin. Tel bir süzgeçte kaşığın tersi ile ezip karnıbahar püresi haline getirin. Tencereyi tekrar ateşe koyun. Karnıbahar püresine 1-2 yemek kaşığı sıcak su ile ezdiğiniz yoğurdu ilave edin. Bir taşım kaynatın.
• 1/4 demet ıspanak
• 1 yemek kaşığı tepeleme mısır unu
• 1 çay kaşığı tereyağ (fındık büyüklüğünde)
• az miktarda dil peyniri – (yada rendelenmiş kaşar peyniri)
• 250 ml sıcak su
• tuz – 1 yaş ve üzeri bebekler için
Yapılışı : Yağı eritin ve mısır ununu sürekli karıştırarak hafif kavurun. Suyu ilave edin ve sürekli karıştırıp unun topaklanmasını önleyin. Mıhlama bilenlere aynı mıhlama yapar gibi... Yaklaşık 8-10 dakika sık sık karıştırarak pişirin. Yıkayıp doğradığınız ıspanakları tencereye ilave edin. Kapağını kapatarak ıspanaklar yumuşayana kadar pişirin. Sık sık karıştırınki dibine tutmasın. Süzgeçten geçirin ve peyniri ilave edin. Ispanaklı yemekleri bir kerelik pişirin çünkü bir daha ısıtılamıyorlar...
Yoğurtlu Karnıbahar Çorbası:
• küçük bir top karnıbaharın yarısı kadar ince doğranmış karnıbahar
• 1 yemek kaşığı yoğurt
• 1 diş sarımsak
• 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
• 1 tutam kekik ve nane
Tarifi : Zeytinyağında sarımsağı soteleyin. İnce ince doğranmış karnıbaharı ilave ederek bir kaç dakika sürekli karıştırarak kavurun. 150-200 ml sıcak suyu tencereye ilave edip nane ve kekiğide ekleyerek kapağını kapatın. Karnıbaharlar yumuşayana kadar pişirin. Tel bir süzgeçte kaşığın tersi ile ezip karnıbahar püresi haline getirin. Tencereyi tekrar ateşe koyun. Karnıbahar püresine 1-2 yemek kaşığı sıcak su ile ezdiğiniz yoğurdu ilave edin. Bir taşım kaynatın.
Categories
bebek mama,
bebek yemek
5 Nisan 2010 Pazartesi
DURU ANNEANNE VE DEDE İLE GEZMELERDE :)
Kuzucuğuma anneannesi ve dedesi bakıyor gündüzleri , ben işe başladığımdan beri, aslında ben işe başlamadan öncede annem ve babam olmasa ne yapardım bilmiyorum... Her gün hiç aksatmadan yanıma geldiler, annem 1 ay boyunca benle kaldı, Durucuk her gık dediğinde yanımızdaydı...
Fırsat buldukçada minnoşla geziyolar, havayı güzel bulunca...
En sevdikleri yer annemlere yakın olan Fethipaşa korusu , orada kızımın bayıldığı kediler var, köpekler var, parklar çocuklar var... Yeşillik ve bol temiz hava var...
Henüz Duru çimlere dokunamıyor ama ( kendisi biraz huylu olup öle her şeye dokunamaz :) eminim bir hissetse yeşilin rahatlığını bir daha çimlerden alamıcaz onu...
Salıncaklarda sallanıyorlar, bol bol yürüyüp , yorgunluktan pestil halde eve geliyolar sonra bizimki daha yoldayken uyuyor :)
Anneanne ve dede yönünden şanslı Duru, aynı benim gibi...
Benide yarı yarıya anneannem büyüttü diyebilirim, üzerimde hakkı çoooook büyük ...
İyi ki varsınız,
Hepinizi çok seviyorum...
Fırsat buldukçada minnoşla geziyolar, havayı güzel bulunca...
En sevdikleri yer annemlere yakın olan Fethipaşa korusu , orada kızımın bayıldığı kediler var, köpekler var, parklar çocuklar var... Yeşillik ve bol temiz hava var...
Henüz Duru çimlere dokunamıyor ama ( kendisi biraz huylu olup öle her şeye dokunamaz :) eminim bir hissetse yeşilin rahatlığını bir daha çimlerden alamıcaz onu...
Salıncaklarda sallanıyorlar, bol bol yürüyüp , yorgunluktan pestil halde eve geliyolar sonra bizimki daha yoldayken uyuyor :)
Anneanne ve dede yönünden şanslı Duru, aynı benim gibi...
Benide yarı yarıya anneannem büyüttü diyebilirim, üzerimde hakkı çoooook büyük ...
İyi ki varsınız,
Hepinizi çok seviyorum...
Categories
anneanne dede
Prenses doğum günü partisinde...
Hafta sonu Sarp ve Doruk’un d. Günü partisindeydik Duru ile... Hava çok ama çok güzeldi, etrafta bir sürü çocuk , koşturuyolar eğleniyolar... Bizim prenseste dikkatli bir şekilde izleme gözleme faaliyetlerinde :) Yeni tanıştığımız kimseye yüz vermemekte inatçı, gözler her zamanki gibi yeni ağlamış edasında dolu dolu...
Babasının kucağında gezdi durdu minik prenses, bir ara bu ara çok merakla izlediği bir kedi gördü, kedi güneşten gevşemiş yatıyordu, Duru hemen “o! o! diye kediyi işaret etti babasına , sonrada uyuduğunu nasıl anlatsın, elini yanağına götürüp yatırdı başını o , o diye :)
Bu ara bu şekilde anlaşıyoruz istediği şeyleri işaret edip oooo ooo diye bir ses çıkarıyor ama bı bildiğimiz bir oo şeklinde değil vurgulu bir o :)
Uyumak, yatmak, gibi filleri ve göz , diş , burun gibi organları işaret dili ile anlatabiliyor...
Anni, ba ba ba , de de de , annini( anneanne) , hav vav, miyav, va va( vak vak ) gibi şeylerde söyleyebildikleri:)
Bir de bazen söylenirmiş gibi sıralı halde bir şeyler söylüyor, anlamak mümkün değil :)
Babasının kucağında gezdi durdu minik prenses, bir ara bu ara çok merakla izlediği bir kedi gördü, kedi güneşten gevşemiş yatıyordu, Duru hemen “o! o! diye kediyi işaret etti babasına , sonrada uyuduğunu nasıl anlatsın, elini yanağına götürüp yatırdı başını o , o diye :)
Bu ara bu şekilde anlaşıyoruz istediği şeyleri işaret edip oooo ooo diye bir ses çıkarıyor ama bı bildiğimiz bir oo şeklinde değil vurgulu bir o :)
Uyumak, yatmak, gibi filleri ve göz , diş , burun gibi organları işaret dili ile anlatabiliyor...
Anni, ba ba ba , de de de , annini( anneanne) , hav vav, miyav, va va( vak vak ) gibi şeylerde söyleyebildikleri:)
Bir de bazen söylenirmiş gibi sıralı halde bir şeyler söylüyor, anlamak mümkün değil :)
31 Mart 2010 Çarşamba
bebişlere sağlıklı ve lezzetli yemekler-1
Çeşitli araştırma ve geliştirmeler neticesinde, tarafımcada denenmiş lezzetli ve sağlıklı yemekleri paylaşmak istedim...
Sebzeli bebiş Püresi :
• 2 çorba kaşığı tatlı mısır
• 1 çorba kaşığı bezelye
• 1 tatlı kaşığI kıyılmış soğan
• 1 küçük doğranmış havuç
• 1 çorba kaşığı zeytinyağ
• 1 küçük doğranmış patates
Tarifini ayrıca yazmadım, klasik bebek çorbası tarzı pişiriliyor...
-------------------------------------------------------------------------------------------
Ispanaklı, lor peynirli Patates Köftesi:
• 1 ortaboy patates
• 100 gram ayıklanmış temizlenmiş ıspanak
• 1 yemek kaşığı lor peyniri
• 1 tatlı kaşığı un
• tuz -1 yaş ve üzeri bebekler için
Tarifi : Patatesi haşlayıp rendeleyin. İçine unu ilave ederek yoğurun. Ispanakları kendi suyunu çekene kadar pişirin. Ispanağın içine lor peynirini ve tuzu ilave edin. Patatesli hamuru 3′e veya 4’e bölüp kurabiye gibi yuvarlak şekiller yapın, içini çukurlaştırarak açın. Ispanaklı harcıda bölün ve köftelerin içine doldurun. Köftelerin açık ağızlarını kapatıp fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine yoğurt ve zeytinyağı karışımı sürüp fırında 180 derecede üzeri hafif kızarana kadar pişirin.
-------------------------------------------------------------------------------------------
Bezelye Çorbası:
• 1 ajda çay bardağı taze bezelye
• 1 küçük doğranmış taze soğan
• 1 tatlı kaşığı kıyılmış dereotu
• 1 tatlı kaşığı irmik
• 1 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 bardak sıcak su
Tarifini ayrıca yazmadım, klasik bebek çorbası tarzı pişiriliyor...
----------------------------------------------------------------------------------------------
Sebzeli bebiş Püresi :
• 2 çorba kaşığı tatlı mısır
• 1 çorba kaşığı bezelye
• 1 tatlı kaşığI kıyılmış soğan
• 1 küçük doğranmış havuç
• 1 çorba kaşığı zeytinyağ
• 1 küçük doğranmış patates
Tarifini ayrıca yazmadım, klasik bebek çorbası tarzı pişiriliyor...
-------------------------------------------------------------------------------------------
Ispanaklı, lor peynirli Patates Köftesi:
• 1 ortaboy patates
• 100 gram ayıklanmış temizlenmiş ıspanak
• 1 yemek kaşığı lor peyniri
• 1 tatlı kaşığı un
• tuz -1 yaş ve üzeri bebekler için
Tarifi : Patatesi haşlayıp rendeleyin. İçine unu ilave ederek yoğurun. Ispanakları kendi suyunu çekene kadar pişirin. Ispanağın içine lor peynirini ve tuzu ilave edin. Patatesli hamuru 3′e veya 4’e bölüp kurabiye gibi yuvarlak şekiller yapın, içini çukurlaştırarak açın. Ispanaklı harcıda bölün ve köftelerin içine doldurun. Köftelerin açık ağızlarını kapatıp fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine yoğurt ve zeytinyağı karışımı sürüp fırında 180 derecede üzeri hafif kızarana kadar pişirin.
-------------------------------------------------------------------------------------------
Bezelye Çorbası:
• 1 ajda çay bardağı taze bezelye
• 1 küçük doğranmış taze soğan
• 1 tatlı kaşığı kıyılmış dereotu
• 1 tatlı kaşığı irmik
• 1 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 bardak sıcak su
Tarifini ayrıca yazmadım, klasik bebek çorbası tarzı pişiriliyor...
----------------------------------------------------------------------------------------------
29 Mart 2010 Pazartesi
1 saatte yedikleri, 1 dakikada gitti...
Dün akşam özenle hazırladığım çorbasını minik meleğime tam 1 saatte ,türlü şebekliklerle yedirdim...
Hepsini yedi diye nasıl mutlu oluyo insan , o an bir hediye alsanız o kadar sevinmezsiniz heralde...
Sonrasında her zaman yaptığımız gibi biz yemeğimizi yerken Duru’nun mama sandalyesini de masaya yaklaştırdık ve onada “tırtıklaması” için bişeyler verdik,
Bir hata yaparak midesi o kadar dolu iken ve sevmediği bişey yemişken eline ekmek tutuşturdum :(
Miniğim ekmeği o 6 dişi ile kemirirken birden büyük bir parça kopardı ve boğazına takılan o parça midesini kaldırdııııı... sonrası malum... :(
Çok korktu prensesim...
Bu bana bir ders oldu sanırım,çocukları yemek konusunda zorlamamak gerekli.
Ben çorbasını bitirsin diye kasmasaydım , midesi o kadar dolmasaydı belkide kusmayacaktı...
Bir daha zorlamak yok...
Hepsini yedi diye nasıl mutlu oluyo insan , o an bir hediye alsanız o kadar sevinmezsiniz heralde...
Sonrasında her zaman yaptığımız gibi biz yemeğimizi yerken Duru’nun mama sandalyesini de masaya yaklaştırdık ve onada “tırtıklaması” için bişeyler verdik,
Bir hata yaparak midesi o kadar dolu iken ve sevmediği bişey yemişken eline ekmek tutuşturdum :(
Miniğim ekmeği o 6 dişi ile kemirirken birden büyük bir parça kopardı ve boğazına takılan o parça midesini kaldırdııııı... sonrası malum... :(
Çok korktu prensesim...
Bu bana bir ders oldu sanırım,çocukları yemek konusunda zorlamamak gerekli.
Ben çorbasını bitirsin diye kasmasaydım , midesi o kadar dolmasaydı belkide kusmayacaktı...
Bir daha zorlamak yok...
15 Mart 2010 Pazartesi
İlk defa hastalandık...
Miniğim ilk defa hastalandı :((
Şükürler olsun ki sadece gribal bir durum, geçen hafta perşembe gününden başladı o akşam üçümüzde uyumadık, burnu tıkalı olduğu için o kadar mutsuzduki, sürekli ağladı...
Bütün gece bir benim bir Onur'un kucağında uyukladı prenses...
Serum fizyolojik damlatıp rahatlamasını sağlamak bile zor oldu,
Ama tavsiye ederim gerçekten bebeği rahatlatıyor,
Bir de Aferin şurup kullandık o da iyi geldi ...
Doktor sadece bunları verdi, bir de çok mecbur kalırsak bir damla daha ama bu damla aslında bebekler için değil...
Hafta sonu daha iyiydi, en azından daha rahat nefes aldı...
İlk tecrübeler hep zor, insan ne yapacağını bilemiyor, panik oluyor...
Umarım en kötü günümüz bu olur...
Umarım bundan daha şiddetli hastalanmaz hiçbir zaman...
Canım kızım ,
Senin için değil 1 gece , gerekirse bir ömür uyukuya dalmandan yaşayabilirim...
Şükürler olsun ki sadece gribal bir durum, geçen hafta perşembe gününden başladı o akşam üçümüzde uyumadık, burnu tıkalı olduğu için o kadar mutsuzduki, sürekli ağladı...
Bütün gece bir benim bir Onur'un kucağında uyukladı prenses...
Serum fizyolojik damlatıp rahatlamasını sağlamak bile zor oldu,
Ama tavsiye ederim gerçekten bebeği rahatlatıyor,
Bir de Aferin şurup kullandık o da iyi geldi ...
Doktor sadece bunları verdi, bir de çok mecbur kalırsak bir damla daha ama bu damla aslında bebekler için değil...
Hafta sonu daha iyiydi, en azından daha rahat nefes aldı...
İlk tecrübeler hep zor, insan ne yapacağını bilemiyor, panik oluyor...
Umarım en kötü günümüz bu olur...
Umarım bundan daha şiddetli hastalanmaz hiçbir zaman...
Canım kızım ,
Senin için değil 1 gece , gerekirse bir ömür uyukuya dalmandan yaşayabilirim...
Categories
BEBEKLERDE BURUN TIKANMASI,
BEBEKLERDE GRİP,
ilk grip,
serum fizyolojik
2 Mart 2010 Salı
bay baaaay:)
Minik prenses her gün bir şey öğreniyor...
Biz de karşısında tabak yutmuşa benzer suratlarla gülmekten ölüyoruz:))
Yeni oyunumuz bay bay , bay bay diyerek el sallayınca prenseste elleri sallayarak kendince birşeyler söylüyor :))
Bir de yeni bir kitap aldık ona bu sesli müzikli olanlardan
Kitapta 3 küçük ördek dedikten sonra vak vak vak sesleri geliyor , minnoş öğrendi hemen ,
kitaba eşlik ediyor , 3 küçük ördek dedikten sonra kitaptan gelen ses Duru da sıra ;
" va va va " :)))
anlatmakla bitmiyor ki,
Ahhhh benim meleğim...
Senin her anın çok ama çoooooooook güzel...
Biz de karşısında tabak yutmuşa benzer suratlarla gülmekten ölüyoruz:))
Yeni oyunumuz bay bay , bay bay diyerek el sallayınca prenseste elleri sallayarak kendince birşeyler söylüyor :))
Bir de yeni bir kitap aldık ona bu sesli müzikli olanlardan
Kitapta 3 küçük ördek dedikten sonra vak vak vak sesleri geliyor , minnoş öğrendi hemen ,
kitaba eşlik ediyor , 3 küçük ördek dedikten sonra kitaptan gelen ses Duru da sıra ;
" va va va " :)))
anlatmakla bitmiyor ki,
Ahhhh benim meleğim...
Senin her anın çok ama çoooooooook güzel...
16 Şubat 2010 Salı
DURU KIYIKÖY'DE...
Duru ile ilk 1 saat üzeri yolculuğumuzu yaptık...
Şimdiye kadar en uzun yolumuz Şile idi...
Cumartesi günü Kıyıköy’e gittik...
İlk defa gittim bende , güzel şirin sakin ama rüzgarlı temiz havalı bir kıyı köyü gerçekten...
Onur’un iş yerinden arkadaşları organize etmişler, bizde uzun yolculuklara hazırlayalım miniği dedik...
2 saat sürdü yolculuk, küçük hanım uyukuyu pek sevmediğinden giderken işimiz zordu,
Dönüşte sanırım temiz havanın etkisinden mışıııl mışıl uyuduk:)
Minnoş balığını yedi, bizle sahilde yürüyüşe çıktı, resim çektirdi :)
Bakalım bir sonraki yolculuk nereye ?
6 Şubat 2010 Cumartesi
çok işim var annecim çooook!!!
Bugün hareketli bir gün geçirdik miniğimle...
Dişçimize bizle gelip bizi bekledi...
Sonra anneneye gittik bizim işimiz vardı bizi bekledi...
Sonra Derin Bilge'nin d. gününe gittik, kalabalıkla başa çıktı...
Sonra babaannelere uğradııııııııık, tüm marifetler sergilendi...
En son evimize geldiğimizde enerji gün boyu toplam 2 saat uyumasına rağmen son haddindeydi...
Kameralara çekim yaptık o kadar tatlıydı ki...
Yatağımızdan kalkıyoruz artık kendi başımıza ayağa...
Bunlada kalmıyoruz bugün benim birtanem ilk yürüme gerekliliği olan büyüklerimizin sıralama olarak adlandırdıkları mükemmel anı yaşattı bize...
Sakin sakin sıralıyor benim meleğim...
Duyduk duymadık demeyiiiiiiiiin...
:)))
Dişçimize bizle gelip bizi bekledi...
Sonra anneneye gittik bizim işimiz vardı bizi bekledi...
Sonra Derin Bilge'nin d. gününe gittik, kalabalıkla başa çıktı...
Sonra babaannelere uğradııııııııık, tüm marifetler sergilendi...
En son evimize geldiğimizde enerji gün boyu toplam 2 saat uyumasına rağmen son haddindeydi...
Kameralara çekim yaptık o kadar tatlıydı ki...
Yatağımızdan kalkıyoruz artık kendi başımıza ayağa...
Bunlada kalmıyoruz bugün benim birtanem ilk yürüme gerekliliği olan büyüklerimizin sıralama olarak adlandırdıkları mükemmel anı yaşattı bize...
Sakin sakin sıralıyor benim meleğim...
Duyduk duymadık demeyiiiiiiiiin...
:)))
27 Ocak 2010 Çarşamba
Alkııııııııış :)))
Miniğim alkışı öğrendi bugünlerde ama nasıl mutlu nasıl gözler parlıyor görmek lazım...
Sanırım çocuklar yeni öğrendikleri şeyleri sürekli yapmak istiyorlar ,
Alkış yapmayı öğrendik sürekli yapıyoruz...
1-2 haftadır ayakta tutunarak durmayı öğrendik sürekli ayakta durmak istiyoruz:))
Bir de , sanırım 2-3 haftadır yine sürünerek emekleme tamamen bitti gayet dizlerimizin üstünde emekliyoruz...
Sürekli onla beraber biz de yeniden emekleyip, yeniden gülüyoruz, onla beraber büyüyoruz...
Canım kızım iyiki varsın...
Sanırım çocuklar yeni öğrendikleri şeyleri sürekli yapmak istiyorlar ,
Alkış yapmayı öğrendik sürekli yapıyoruz...
1-2 haftadır ayakta tutunarak durmayı öğrendik sürekli ayakta durmak istiyoruz:))
Bir de , sanırım 2-3 haftadır yine sürünerek emekleme tamamen bitti gayet dizlerimizin üstünde emekliyoruz...
Sürekli onla beraber biz de yeniden emekleyip, yeniden gülüyoruz, onla beraber büyüyoruz...
Canım kızım iyiki varsın...
18 Ocak 2010 Pazartesi
Ba ba ba ba!!!
Sanırım anneler hep bebeişlerinin ilk kelimelerinin anne olacağını düşünürler :)))
Benim kızımında ilk seslerinden biri anniiiiiii idi :)) Biz o dönemde onu anne olarak yorumlayıp çok seviniyoduk ama şimdi anlıyorumki bilinçli değilmiş bu , ba ba ba ba dediğinde anladım:))
Minik serçem artık kendini çok güzel ifade ediyor 8. ayının içinde minik kızım 22 Ocakta tam 8 aylık olacak , yani 7,5 aylıkken konuşmaya başladık :))
Bu hafta kendi kendimize ayaklarımızın üzerinde deteksiz( anne baba tutmadan kendi tutunarak :) durmayada başladık :))
Kızımı takip etmek zor...
Hiçbirşey kaçırmak istemiyorum...
Onu çok ama çooooook seviyorum...
Benim kızımında ilk seslerinden biri anniiiiiii idi :)) Biz o dönemde onu anne olarak yorumlayıp çok seviniyoduk ama şimdi anlıyorumki bilinçli değilmiş bu , ba ba ba ba dediğinde anladım:))
Minik serçem artık kendini çok güzel ifade ediyor 8. ayının içinde minik kızım 22 Ocakta tam 8 aylık olacak , yani 7,5 aylıkken konuşmaya başladık :))
Bu hafta kendi kendimize ayaklarımızın üzerinde deteksiz( anne baba tutmadan kendi tutunarak :) durmayada başladık :))
Kızımı takip etmek zor...
Hiçbirşey kaçırmak istemiyorum...
Onu çok ama çooooook seviyorum...
Categories
ilk kelimeler,
ilk sözcük,
ilk sözcükler
4 Ocak 2010 Pazartesi
Canım Ailem...
Duru’yu tek başıma büyüttüm demiyeceğim hiçbir zaman ,en başta tabi ki sevgili eşim olmak üzere annem ve annemin en büyük yardımcısı babam sayesinde Duru’ye beraber büyütüyoruz... Her ihtiyacım olduğunda hiç sorgulamadan yanımda oluyorlar , işleri olsun olmasın , tek bir mazeretsiz... Hafta sonu babamızın iş nedeni ile evde olmadığı , kendileri için özgür kalan tek zamanlarında bile...
Hafta sonu ilk defa onlara teşekkür etme fırsatı bulabildim... Beni yalnız bırakmadıkları için, her çağırdığımda yanımda oldukları için... Sonra annem dedi ki “ Bende seni anneannen ile büyüttüm, İnşallah sende torununu büyütürsün..” Duyduğum an çok uzak geldi bu durum bana ama en başta dediğim gibi hayat çok ama çooook kısa ... Kimbilir belki banada sevgili torunuma bakmak nasip olur :)
Hafta sonu ilk defa onlara teşekkür etme fırsatı bulabildim... Beni yalnız bırakmadıkları için, her çağırdığımda yanımda oldukları için... Sonra annem dedi ki “ Bende seni anneannen ile büyüttüm, İnşallah sende torununu büyütürsün..” Duyduğum an çok uzak geldi bu durum bana ama en başta dediğim gibi hayat çok ama çooook kısa ... Kimbilir belki banada sevgili torunuma bakmak nasip olur :)
Categories
aile desteği
1 Ocak 2010 Cuma
başlangıçlar...
Bugün 2010 yılının ilk günü,
Dün akşam kızımın ilk yılbaşıydı,
İlk kez 2009 yılında emeklemeye başladı bebeğim tam 22 aralıkta, tam 7. ayını doldurduğunda :))
Ve ilk diş 2010 yılının ilk günü yani bugün kendini gösterdi:))
Güzeller güzeli kızım ,
Senle herşey zaten güzel,
Senin ilklerin benim hazinelerim...
Seni çok ama çok seven annen...
Categories
ilk diş,
ilk emekleme,
ilk yılbaşı,
ilkler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)